Koronavirüs pandemisi ruhsal sağlığımız üzerinde kalıcı izler bırakacak mı?

Araştırmacılar ciddi travma öykülerinin insan psikolojisi üzerinde yıkıcı etkileri olabileceğini söylüyor. Doğal afetlere maruz kalmış kişilerin tekrar tekrar, olayın üzerinden uzun zaman geçmiş olsa bile, stres kontrolünde güçlük, kayıp, yas ve kaygı gibi olumsuz psikolojik etkiler hissedebildiği biliniyor. Tarihte yaşanmış pandemiler hakkında yazılı kaynaklar oldukça sınırlı, fakat bu tip büyük çaplı felaketlerin sosyal sonuçları olduğu açık: depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, madde kullanımı, domestik şiddet gibi. Örneğin, SARS üzerine yapılan çalışmalarda hastalığa yakalanan kişilerin %25’inde hastalıktan üç yıl sonra bile travma sonrası stres bozukluğu bulgularına rastlandı. Bu süreçte karantinaya alınmış kişiler, yüksek risk bölgelerinde çalışanlar, ya da virüs bulaşmış kişilerin yakınlarının diğerlerine kıyasla travma sonrası stres bozukluğu belirtilerini 2-3 kat daha şiddetli yaşayabileceği tahmin ediliyor.

Travmatik olan ve ruh sağlığını olumsuz etkileyen faktör koronavirüsün yalnızca kendisi olmazken, virüs nedeniyle yaşanan sosyal izolasyon ve fiziksel mesafe gerekliliği de oluyor. Karantinanın uzun vadeli etkileri olabileceği biliniyor: travma sonrası stres bozukluğu, konfüzyon ve öfke problemleri gibi. Karantina sürecini yakın arkadaşları ya da ailesiyle geçirenler kadar şanslı olamayanlar ise karantinayı yalnız geçiren kişiler. Yine de fiziksel mesafenin sosyal hayattan tamamen izole olmayı gerektirmediği bir çağda yaşıyoruz. Görüntülü aramalar ya da telefonlaşmalar böyle bir dönemde çok daha anlam kazanıyor.

Dahası, koronavirüs pandemisi var olan ruhsal problemleri şiddetlendirebilir. Örneğin yapılan bir araştırmaya göre anksiyete bozukluğu yaşayan kişiler sıklıkla hastalık başlangıcında stresli bir olay yaşadıklarını ya da stresli bir dönemden geçmiş olduklarını bildirdiler. Stresin yükseldiği zamanlarda kronik kaygı bozukluklarının da şiddetlendiğini görüyoruz. Pandeminin yarattığı ekonomik belirsizlikler, hasta olma korkuları, kişinin çevresinde virüsle mücadele eden bir yakını olması, çalışma zorunluluğu, çocuk bakımı gibi etkenler kişilerin karantina sürecinde yoğun stres yaşamasına sebep oluyor. Eğer her zaman kaygı problemleri yaşayan biriyseniz, kaygı ve korkularınızın kontrolden çıktığını hissediyorsanız, psikolojik yardım almak sizin için iyi bir seçenek olabilir.

Son olarak, her ne kadar çocuklar ve ergenlik dönemindekiler koronavirüsten yetişkinler kadar etkilenmiyor olsa da, durumun psikolojik etkilerine onların da maruz kalmakta olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu yaş gruplarında eğitim düzeyi, çocuğun özel ihtiyaçları olması, süregelen psikolojik problemlerin varlığı, ekonomik olarak dezavantajlı bir ailede yetişiyor olmak gibi faktörler, pandeminin yaratacağı uzun süreli ruhsal sorunlara daha yatkın olacakları anlamına geliyor. Bu gençler ayrıca internet ve oyun bağımlılığı geliştirme açısından da risk grubunda yer alıyorlar.

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7444649/

https://www.weforum.org/agenda/2020/10/covid-19-will-have-longterm-effects-on-mental-health-this-expert-explains-how-to-limit-the-damage/

Yorum bırakın